Belirtisiz dönemde ,apseleşme, akıntı yok ise KORUYUCU TEDBİRLERLE TEDAVİ MÜMKÜNDÜR.Bu durumdaki kişilerin kişisel hijyene dikkat etmeleri,haftada
en az 3 kez banyo yapmaları, bölgenin haftada 1 kez dökücü kremlerle kıldan arındırılması daha kesin kalıcı bir önlem isteniyorsa lazer epilasyon,
sıkı olmayan giysilerin tercih edilmesi genellikle yeterli olur. Ancak akıntı ve apseleşme oluşmuşsa mutlaka Cerrahi yöntemler gereklidir.
Pilonidal sinüs hayatı olumsuz etkileyen ancak ağır olmayan bir durumdur, TEDAVİSİ HASTALIĞIN KENDİNDEN DAHA AĞIR OLMAMALIDIR . Bu nedenle öncelikle
hasar vermeyen koruyucu metodlarla tedavi uygulanmalı basamaklı olarak cerrahiye geçilmelidir.
İnvaziv olmayan , lokal anestezi altında yapılabilen metodlardan birisi FENOL(karbolik asit) uygulamasıdır. Burada birbiriyle tüneller vasıtasıyla
ilişkili kistlerin içeriğindeki kıl, debris, itihabi gevrek doku önce temizlenir, daha sonra Fenol uygulanarak bu kist içinde 3 mm derinliğe inebilen
kimyasal yakma işlemi yapılır.Fenolün kendisi aynı zamanda güçlü bir mikrop öldürücü ve uyuşturucudur. İşlem sonrası hastanede kalmaları gerekmez,
ertesi gün işlerine dönebilirler. Tedavi başarı oranı %80 lerdedir, ancak hastalığın yaygınlık derecesine göre işlemin 4 defaya kadar (ortalama 2-3 seans)
4-6 haftada bir tekrarlanması gerekebilir. Bu metod Pilonidal sinüste EN SIK GÖRÜLEN NÜKS DURUMLARINDA DA uygulanabilmekte ve olumlu sonuçlar
alınmaktadır.İyileşme sonrası çok az iz kalmaktadır.
Ameliyat gerekli olduğunda hastalığın yaygınlık derecesi, iltihabi durumu ve hasta vücut yapısına göre çeşitli metodlar tercih edilebilir. Apse durumunda
mutlaka ve acil olarak genel anestezi altında drenaj yapılmalı bu esnada sadece apse değil kist içeriği de tamamen temizlenmelidir, apse sonrasında hastaları
%60 kadarına başka bir işlem gerekmez. Ancak 6 hafta kadar sonra yapılan kontrollerde akıntının devam ettiği tespit edilirse Fenol yada ameliyat tedavisi
gereklidir.