BEYİN FELCİNDE ve OMURİLİK FELÇLERİNDE
TRANSKRANİYAL MAGNETİK STİMÜLASYON (TMS) TEDAVİSİ
TMS Manyetik Uyarım TMU (TMS) tedavisi beyne doğrudan elektrik vermeden, manyetik alan oluşturup beynin doğal elektriğini aktive eden bir sistemdir.
TMS’in etki mekanizması nedir, nasıl uygulanır?:TMS, bir bobin yardımıyla kafatasının 2-3 cm üzerinden uygulanmaktadır. Yarattığı manyetik alan etkisiyle serebral korteksteki elektrik akımını harekete geçirmekte ve böylece nöronları depolarize etmektedir. TMS düşük ve yüksek frekansta uygulandığında farklı etkilere sahiptir. Yüksek frekans TMS uygulandığı bölgede eksitasyona, düşük frekans TMS ise inhibisyona neden olmaktadır.
TMS’in 3 temel çeşidi vardır: tek vuru (single pulse), çift vuru (paired pulse) ve tekrarlayan TMS (rTMS). Tek vuru TMS’te, uyarım her birkaç saniyede sadece bir kez uygulanır. Çift vuruda faz dışında iki darbe vardır ve aynı hemisferde eksitasyon ya da inhibisyon sağlamak ya da bir hemisferde eksitasyon karşı hemisferde inhibisyon meydana getirmek üzere uygulanır. Tekrarlayan TMS’te manyetik darbeler hızlı bir seri halinde gelir. Yoğunluk, zaman aralığı ve frekansın ayarlanabilir olması tekrarlayan TMS’in eksitasyon ya da inhibisyon özelliğini kolaylaştırmaktadır.
Beyine etkisi nasıldır?:Beyinde hedeflenen alanda “nöronal depolarizasyon” dediğimiz değişim oluşur. Beyindeki hücrelerin elektriksel iletisine müdahale edilmiş olur. Beynin elektriksel ve kimyasal ileti ile çalıştığı düşünülürse beynin yeterli çalışmayan doğal süreçlerini harekete geçirici etkisi olduğu anlaşılır. Dışarıdan elektrik akımı vermeden, güçlü ama kısa bir manyetik alan oluşturarak tedavi etkisini oluşturur.
Seansın süresi ne kadardır? :Hastanın bireysel ihtiyacına göre belirlenir. 5-30 dakika süre ile belirlenen sıklıkta, belirlenen frekans ve şiddette ritmik uygulama yapılır.
Yan etkisi var mıdır?
Hafif baş ağrısı dışında bir yan etkisine rastlanılmamıştır. Avrupa ve Kanada da resmen onaylanmış ve klinik uygulamaya girmiştir. (Tubitak Bilim Teknik, Eylül 2002)Nöbet indükleme riski taşımaktadır. Mevcut güvenlik protokolleri bireyin motor eşiğine ilişkin uyarım miktarını ayarlamaktadır. Kognisyonda uyarım sırasında değişim görülebilir.
Hangi hastalıklarda etkilidir ?:1-Nörolojik Hatalıklar:
1-Parkinson hastalığı gibi hareket bozuklukları, 2-Migren tipi başağrıları ,3 -Felç Hastaları, neglet (ihmal), 4-Kulak çınlaması, 5-ronik ağrı nöropatik ağrı Ağrı Tedavisi, 6-Yüz felci ….
Parkinson hastalarında motor kortekse uygulanan TMS, motor testlerdeki performansı artırmaktadır. İnme gibi lezyonlardan sonra motor korteksin fonksiyonel özelliklerini değerlendirmek için de kullanılır. İnme sonrası motor işlevleri artırmak için bilinen nöro-rehabilitasyon girişimleriyle birlikte beyin uyarımı da önerilmektedir. Ayrıca kronik ağrı sendromlarında uygulanan TMS’in analjezik etkiyi artırdığı bilinmektedir. TMS migren tedavisinde FDA onayına sahiptir.
2-Psikiyatrik Hastalıklar: 1-Tedaviye dirençli Depresyon, 2-Obsesif kompülsif psikoz, 3-Anksiyete ve panikbozukluk, 4- Şizofreni, 5-Yeme bozuklukları, 6-İşitsel halusinasyonlar ve7- diğer duygudurum bozuklukları.
Majör depresyon hastaları üzerinde yapılan çalışmalar sol prefrontal korteks aktivitesinin azaldığını sağ prefrontal korteks aktivitesinin ise arttığına işaret etmektedir. Sol prefrontal kortekse yüksek frekansta uygulanan rTMS çalışmalarının depresyon tedavisindeki etkinliği gösterilmiştir. TMS depresyon tedavisinde FDA onayına sahiptir.
Depresyon dışında da birçok psikiyatrik bozuklukta etkin şekilde kullanılmaktadır.
TMU Tedavisinin Avantajları : 1-Az veya sıfır yan etki. 2-Çabuk başlangıçlı terapötik etki (tipik olarak 1 hafta içerisinde) gösterir.3- İnvazif değildir (Vucuda doğrudan müdahale etmez).Anestezi gerektirmez 4-Ayaktan hasta tedavisi.5- Spesifik nöron devrelerini üstün hedefleme gücü. 6-Sadece 2 ile 4 haftalık tedavi gerektiren bir etkililik. 7-Tedaviye dirençli kişilerde terapötik fayda sağlama. TMU uygulaması için hastaların ilaç kullanmayı bırakmasına gerek YOKTUR.
Tedavi parametreleri her hasta için bireysel olarak saptanır. Protokoller her bireysel hastanın spesifik tanısına dayandırılır ve en etkili tedavi seyrine imkan verir.
BEYİN FELCİ (İNMEDE) TMS TEDAVİSİ.: İnme yani felç hastalığı, beyne kan akımını sağlayan damarlardan birinin aniden tıkanmasıyla birlikte, beyne giden kan akımının gidişinin yavaşlaması ya da durması sonucunda meydana gelmektedir. Ayrıca beyin damarlarından birinin ani şekilde yırtılarak, kanın beyin dokusu içine akması sonucu da oluşabiliyor ve buna halk arasında beyin kanaması deniyor. İşte felçli hastalara ilk (akut) dönem tedavisinden sonra uygulanacak transkranial manyetik uyarım(TMU), tedavi de ve dolayısıyla iyileşmede çok önemli gelişmeler gösterdiği tespit edilmiştir. Özellikle tıbbi teknolojinin ileri düzeyde olduğu ülkelerde TMU’nun büyük önem kazandığı ve gitgide yaygınlaştığı görülmektedir. TMU tedavisi alan hastalarda felçli olan beden kısmında şaşırtıcı bir şekilde düzelmeler olmakta, hastaların konuşma ve dil becerileri artmakta, zihinsel yetenekleri yükselmektedir. Tıkalı olan damar bölgesine olan TMU uygulamasının, tedavi edici çok büyük özellikler gösterdiği SPECT yöntemi ile de ispatlanmıştır. Bu yöntemle TMU uygulanan beyin bölgesinde kan dolaşımının arttığı ve o bölgedeki metabolizmanın yükseldiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla TMU, felçli hastaların tedavisinde de başarı ile uygulanmaktadır TMS (transkranial manyetik stimülasyon) uygulaması şeklinde beyin hastalarına uygulandığını ve olumlu sonuçlar alındığını açıkladı. TMS ile tedavi yönteminin ilk defa 1980 yılında İngiliz nörolog Dr. Anthony Barker tarafından gündeme getirilmiştir
OMURİLİK FELÇLERİNDE TMS TEDAVİSİ: Eğer omurilik bütünlüğü bozulmamış ise, hasarlı bölgeye uygulanan TMU seanslarının hastaların iyileşmelerine ve yürümelerine büyük katkı sağlamaktadır.
Hiç kuşkusuz ki, felç geçirerek yatağa bağımlı olan hastaların, kendi başlarına yürüme fonksiyonlarını kazanmaları ve günlük aktiviteleri bağımsız olarak yapabilmeleri tedavide ki en büyük hedeftir. TMU tedavisi felçli hastaların mobilize olmasında ve yaşam kalitelerinin yükselmesinde en büyük faktörlerden biri olarak tedavi literatüründe yerini almıştır.
“TMS tedavi teknikleri gelişmeden önce de zaten magnetoterapi ile vücudun muhtelif kısımlarına manyetik akım verilerek tedavi yapılıyordu. Magnetoterapi, halen fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinin oldukça yoğun şekilde kullandıkları tedavi yöntemlerinden biri durumundadır. Magnetoterapinin damarları daraltıp ya da genişleterek kan akımını düzenlediği, iltihap kurutucu (antienflamatuar) ve ödem çözücü (antiödem) aktivite gösterdiği, iyileşmeyi hızlandırdığı, hücre zarlarındaki metabolik iyon geçirgenliğini ayarladığı, ayrıca hormonal ve enzimatik süreçleri düzenleyici bir etki gösterdiği bilinen bir gerçektir. İşte bu gelişmelerin neticesinde beden üzerine bu kadar olumlu tedavi etkileri olan manyetik akımı, acaba beyin için de kullanabilir miyiz diye düşünen araştırmacılar son 15 yıl içinde binlerce çalışma yapmışlar ve transkranial manyetik stimülasyonun beyin içindeki milyarlarca hücre arasındaki mikromolekuler biyolojik ajan dengesini düzenlediği, beyin içi nöronal yollarda serotinerjik, noradrenerjik ve dopaminerjik düzenleme yaptığı, bunlardan hangisi eksik ise onun enzimatik olarak üretilmesini teşvik ettiğini tespit etmişlerdir” dedi.
Kaynaklar: Guidelines Evidence-based guidelines on the therapeutic use of repetitive transcranial magnetic stimulation (rTMS) Jean-Pascal Lefaucheur a,b,⇑ , Nathalie André-Obadia c,d , Andrea Antal e , Samar S. Ayache a,b , Chris Baeken f,g , David H. Benninger h , Roberto M. Cantello i , Massimo Cincotta j , Mamede de Carvalho k , Dirk De Ridder l,m, Hervé Devanne n,o , Vincenzo Di Lazzaro p , Saša R. Filipovic´ q , Friedhelm C. Hummel r , Satu K. Jääskeläinen s , Vasilios K. Kimiskidis t , Giacomo Koch u , Berthold Langguth v , Thomas Nyffeler w, Antonio Oliviero x , Frank Padberg y , Emmanuel Poulet z,aa, Simone Rossi ab, Paolo Maria Rossini ac,ad, John C. Rothwell ae, Carlos Schönfeldt-Lecuona af, Hartwig R. Siebner ag,ah, Christina W. Slotema ai, Charlotte J. Stagg aj, Josep Valls-Sole ak, Ulf Ziemann al, Walter Paulus e,1 , Luis Garcia-Larrea d,am,1